KARINCA KÖYÜ MERASINA YAPILACAK ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ ÜZERİNE GÜZEL BİR YAZI
Avukat Mahir ORAK ‘ın okunası yazısını sizin için paylaşıyoruz
Bir köy yok uzakta…
“Bir de baharlar bilirim
Apartman odalarında büyüyen çocukların bilmediği bilemeyeceği…”
Bu dizeler erken sayılabilecek yaşta kaybettiğimiz şair Erdem Beyazıt’a ait. Dizeler Erdem Beyazıt’ın “Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair” adlı şiirinden alıntı. Şiiri bilen çoktur. Ancak şiiri çıkardığı “Bu Şarkı Burada Bitmez” albümde gayet güzel seslendiren kişinin Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olduğunu bir çok kişi unutmuştur. Ara ara açıp dinlerim. Ancak şiirin dizilerini bana hatırlatan gelişme, halen ailemin yaşadığı, çocukluğumun geçtiği Elazığ/Kovancılar’daki Karınca Köyünde yaşamayı imkansız hale getirecek olan Organize Sanayi Bölgesi Planının resmi gazete yine Sayın Cumhurbaşkınımızın imzasıyla yayınlanması oldu. Ne kadar ironik değil mi?
2023 Yılı nüfus sayım verileri, ülkemiz için inanılmaz şeyler söylüyor. Örneğin nüfus artış hızımız binde 1,1 düşmüş durumda. Bu haliyle nüfus artış hızımız bir zamanlar genç nüfusunun olmadığından dem vurduğumuz Almanya, Fransa ve İsviçre gibi bir çok ülkenin gerisine düşmüş durumda. Eş söylemle artış oranımız durma noktasına gelmiş durumda. Bununla birlikte 2007 yılında 23 olan ortanca yaşımız ülke genelinde 2023 itibarıyla 34 yaşına çıkmış vaziyette. Yani sadece 17 yılda toplumumuz 11 yaş gibi astronomik bir sayıda yaşlanmış vaziyette. Yine aynı verilere göre tüm Türkiye’nin %93'ü il ve ilçe merkezlerinde yaşıyor. Buna karşılık nüfusun %7’si ise belde ve köylerde yaşamakta. Köyden kente göçün bu kadar dengesiz ve şiddetli olması ülkemizde 18.252 köy ve 23.791 beldenin olduğu düşünüldüğünde insanı dehşete düşürecek seviyede. Bu durum, ülkemizin köylerinin ve beldelerinin tamamının boşaldığı ve insansızlaştığı anlamına geliyor. Şehir hayatının pahalılığı, geçim ve barınma problemleri, çağın getirdiği insan ihtiyaçlarının çokluğu nazara alındığında neden nüfusun artış hızının durma noktasına geldiği daha iyi anlaşılabilir hale geliyor.
Yani kendi emeği ile köylerde hayvancılık, tarım ve diğer el emeği işlerle geçinen yurttaşların çoğu maalesef bu imkanlarından mahrum hale gelmiş ve netice olarak artık kendi çocukları olmayan şehirlilere dönüşmüş vaziyetteler.
Benzer durumda olan birçok ülke var. Bu durum için 2023 yılında Güney Kore gibi ülkeler “demografik ulusal acil durum” ilan kararı aldılar. Ülkemizde ise nüfus artış hızının insanı dehşete düşüren bu durumuna henüz bir adım atılmadı maalesef.
Çocukluğumun geçtiği ve hala ailemin yaşadığı Karınca köyü ise köyün boşalmadığı ender Anadolu köylerinden biri. Köy halkı halen korunması gereken kısmen sulu, kısmen kuru arazide tarım ve hayvancılıkla geçinmekte. Ancak ben dahil tüm köy halkı resmi gazetede dün sabah köyün ismini Sayın Cumhurbaşkanımızın imzası ile yayınlanan bir kararda ilk defa gördü. Köyümüz ilk defa resmi gazeteye çıkıyordu, bu bizim için heyecan verici oldu. Sayın Cumhurbaşkanımız köyümüzün adını bir kararında geçirmişti ama bu anmanın iyi bir şey olmadığını ekteki krokiyi görünce anladık. Yıllardır hayvanlarımızı otlattığımız mera alanları, kısmen tarım yapılan ama daha önemlisi yerleşim yerleri ile bitişik, afet evlerinin yapılacağı alanları da içine alan tüm bölge Organize Sanayi Bölgesi ilan edilmişti. Dağ eteğinde yer alan köyümüzün dağ ile bağlantısını kesen OSB bize sorulmadan, köyde yaşayan insanların hayatları hiçe sayılarak ilan edilmişti. Tabiki meseleden Sayın Cumhurbaşkanımızın haberinin olduğunu zannetmiyorum. İlçede plan denilen mevzudan habersiz bir iş yapılmıştı. Haliyle sevinemedik.
İşin şakasının olmadığını herkes farkında maalesef. Köyde yaşamın imkansızlaşması ve köyün boşaltmasına dair istatistikleri yıl sonunda yayınlanacak TÜİK verilerinden okumak istemeyen ben ve köy halkı, yani bizimkiler, hukuk mücadelesi başlatma kararı verdik.
İlçe yöneticilerinin “plan” denilen mevzudan haberdar olmalarını sağlamak amacıyla, Türk Dil Kurumu sözlüğü hediye etme ve bir de dava açma kararı aldık.
Ben ve bizimkiler, kararlara eklenen krokilerin orda birililerinin hayatlarını mahvettiğini göstermek için bu kararı hukuk sınırları ve köyümüzün sınırları içinde kalarak karşı koyacağız. Tüm köylülerimiz ve vicdan sahibi herkesi bu itirazı dillendirmeye ve destek olmaya çağırıyoruz.
Yukarıda istatistikilerini vermiş olduğum ve boşalmış olan köylerden biri de bizim köy olsun istemiyoruz. Bu yanlış politikanın terk edilmesi gerektiğini ülke nüfus verileri bizlere rakam rakam söylüyor. İlan edilen kararın geri alınması gerektiğini söylememiz gerekiyor.
Erdem Beyazıt’ın dediği gibi çocuklarımızı apartman odalarında baharlardan uzakta büyütmeye hiç niyetimiz yok. Sayın Cumhurbaşkanımızın da bize bu konuda katılacağını aynı şiiri okumasından biliyoruz. Bir köy yok uzakta, o köyde biz varız demek için haklı itirazımıza ses bekliyoruz.
Mahir Orak
Karınca Köyü efradından, avukat…